Dişlerimizi Tanıyalım

Dişlerimizi Tanıyalım

Dişlerimizi Tanıyalım

Diş, sindirim sisteminin başlangıcında,besinlerin kesilmesi, ufalanması, parçalanması, koparılması ve kendini destekleyen dokuların korunmasına ve gelişmesine yardımcı olan bir organdır. Bulunduğu bölgede, fonksiyon, ses düzeni ve estetik açısından son derece önemli olan dişler alt ve üst çene kemikleri içinde yerleşmiş dişeti dokularıyla desteklenmiş durumdadır. Dişlerin ağızda görülen kısmı diş kuronu, dişeti altındaki görünmeyen kısmı ise diş kökü olarak adlandırılır. Diş kuronunun dış kısmı çok sert olan diş minesi ile kaplanmıştır. Mine kısmının hemen altında daha yumuşak olan dentin tabakası bulunuz. Dişin kök kısmının dış tabakasına ise sement adı verilir. Dişin kuron ve kök kısmının iç tarafı, pulpa odası adı verilen bir boşluktur. Bu odada dişi besleyen ve his veren damar ve sinir paketi bulunur.

Doğumdan 6 ay sonra ilk süt dişleri görünmeye başlar, ve genelde 3 yaş civarında süt dişlenme tamamlanır. Toplam 20 adet süt dişi vardır. 3-6 yaşlar arasında dentisyon değişmez. 6-7 yaşlarından itibaren ise ilk daimi dişler sürmeye başlar ve 12-13 yaş civarında tüm süt dişlerinin daimi dişlerle değişmesi tamamlanır.

Ön dişlerimiz tek köklü, küçükazı dişlerimiz 2 köklü, azı dişlerimiz ise 3-5 köklüdür.

Dişler Nasıl Hareket Eder ?

Ortodontik diş hareketi, dişlere uygulanan devamlı kuvvetin, dişi saran dokuların uygun bölgelerinde  kemik yapımı ve yıkımı yapması sonucu oluşur. Dişler, kemik içerisinde, yumuşak bir Yeniden yapım (remodelling), kemik yapının bir noktada zayıflaması ve diğer noktada hızlanması ile oluşur. Kemikteki  yapım, periodontal (diş çevresi) dokular tarafından kontrol edilir. Periodontal bağlar, (PDL) dişi çepeçevre saran dinamik kollajen bağlardan oluşur.

PDL, kemik yapan (osteoblast) ve kemik yıkan (osteoklast) dokuları barındırır. Dişi kemiğe bağlayan yapıları barındırır. Dişi besleyen damar ve sinir paketini barındırır.

Diş üzerine gelen kuvvetler, kuvvetin uygulandığı tarafta basınç oluşturur. Bu basınç osteoklastları aktive eder ve yıkım faaliyeti başlar. Zıt taraftaki gerilim ise osteoblast faaliyetini, dolayısıyla kemik yapımını destekler. Bu, bir tren vagonundaki işçilerin, ön taraftaki taşları toplayıp arka tarafa yığmasına benzetilebilir. İdeal diş hareketi, uygulanabilecek en hafif ve kesintisiz kuvvetle yapılır. Ortodontik tedavi sırasında ayda 1 mm kadar diş hareketi beklense de, dişlerin büyüklüğü, kemik yapısı, yaş gibi pek çok faktör bu durumu etkiler. Genel olarak yaşla birlikte kemik metabolizmasında yavaşlama olsa da uygun kuvvetler ve biyomekanik planlama ile erişkinlerde de kısa süreli ve etkin tedaviler yapılabilmektedir. Kliniğimizde tedavi edilen bireylerin önemli bir kısmı erişkin hastalardan oluşmaktadır. Türkiye koşullarında, erişkin bireylerin,  çocukluk çağlarında ortodontik tedavinin yaygın olmaması  sebebiyle ortodontik tedavi ihtiyaçları karşılanamamıştır. Bu sebeple günümüz şartlarında ortodontik tedavi talep eden birey sayısı gittikçe artmaktadır.

Dişlerin Konuşmaya Etkileri

Konuşma, insanların temel anlaşabilme yeteneklerinin ilk adımıdır. Ayrıca, politikacılık, aktörlük, spikerlik, şarkıcılık gibi bazı meslekler, büyük ölçüde düzgün konuşmaya dayanır. Düzgün konuşmada dişlerin önemli rolleri vardır.

Aşağıda ki birkaç örneğin bu rolü vurgulamaktadır.

1- DE ve TE sesleri, dil ucunun, üst kesicilerin damak tarafındaki eğiminden destek almasıyla çıkar.

2- FE ve VE sesleri ise, alt dudağın, üst kesicilerin kesici uçlarına temas etmesiyle çıkar.

3- SE sesi, karışık bir işlemle çıkar. Alt ve üst kesiciler birbiriyle temas halindeyken, dilin, azıların dil tarafındaki yüzeyinden destek alması ve dil ucunun da (kesiciler arasında bir oluk yapıp) hava borusu oluşturmasıyla gerçekleşir. ŞE ve JE sesleri de buna benzer bir işlemle gerçekleşir; fakat bu sırada dil ucu göreve katılmaz.

Dişler çene kemikleri, dişetleri, dil, damak, buların hepsi, çiğneme, tat alma. yutkunma ve konuşma ile ilgili görevlerini bir bütün halinde yürütürler.

Dişeti Hastalıklarının Tanımları

Dişeti dokusunun çeşitli etkenlere karşı olan cevabı, insanlarda yaş,cinsiyet,genel sağlık durumu,sistemik rahatsızlıklar,mesleki etkenler ve emosyonel durumlara göre değişiktir.Etyolojik etkene bağlı olarak da bu iltihapsal cevabın şiddeti az veya çok olmaktadır.Dişeti hastalıklarının en fazla rastlanılan çeşidi kronik dişeti iltihabıdır ve genellikle çevre destek dokulara da yayılarak periodontal hastalığın başlamasına neden olur.

Dişeti hastalığının bütün çeşitlerinde iltihap genel bir özelliktir.Çünkü dişeti dokularının etrafında yerel etkenler olarak bakteri plağı,diştaşı,mikroorganizmalar ve bunların zararlı ürünleri daima mevcuttur ve gingivitis adı verilen dişeti iltihabının oluşmasını sağlarlar.

Dişeti iltihaplarının başlangıç seviyeleri genellikle hastalar tarafından farkedilmez,düzenli dişhekimi kontrolleri olmayan insanlarda basit olan bu dişeti hastalıklarının seyri daha ciddi önem taşıyan ilerlemiş dişeti hastalıklarına neden olur.İlerlemiş olan dişeti hastalıkları periodontitis olarak isimlendirilir.İlerlemiş dişeti enfeksiyonlarında dişleri çevreleyen yumuşak ve sert doku olarak tabir edilen çene kemiğinde kayıplara neden olmakta ve kemik erimeleri devamında mevcur dişelrin sallanması ve seri olarak kaybedilmesine yol açar.

Dişeti hastalıklarında dişeti ve çevre doklularında çeşitli değişiklikler meydana gelir.

Dişeti renk değişikliği: Sağlıklı dişeti dokusu genel olarak açık pembe veya gül pembesi renginde tarif edilmektedir.Bu renk tonu ırksal olarak bazı değiklikler gösterebilir.İnsanların normal dişeti rengindeki değişiklikler dişeti hastalıklarının başlangıcına işaret eder.

Dişeti rahatsızlığı başlangıcından ileri safhalarına kadar olan süreçte açık pembe renkteki dişeti kırmızı veya koyu mavi renk aralığında değişikliğe uğrar.Renk değişikliğin teşhis ve tedavi planlamasında ayırıcı rol oynamaktadır.İltihaplı dişeti dokusunda oluşan devamlı harabiyet ve tamir mekanizması ile dişetinin hacim,kıvam ve yüzey özelliklerinde olduğu kadar renginde de farklılıklar oluşur.

Dişeti renk değişikliğinin nedeni iltihaplı bölgelerinonarımı için kan dolaşımında meydana gelen savunma amaçlı değişikliklerdir.Dişetlerinde belirginleşen daha kırmızı görüntü bu bölgedeki kılcal kan damarlarını genişlemesi ve daha fazla kanlanmasıdır.Enfeksiyona bağlı olarak dişeti bölgesindeki kılcal kan damarlarının yapısıda bozulmakta,yemek yerken ,fırçalarken hatta kendiliğinden kanama meydana gelmektedir.

Dişler Neden Çürür

Ağzın normal florasında bulunan bakteriler, diş yüzeylerinde biriken yiyecek artıklarını metabolize ederler ve asit açığa çıkartırlar. Bu asitler, dişin minesinde pürüzlenmeye ve çözünmeye sebep olur. Bu aşınma zamanla artarak diş yüzeyinde çukurcuklar oluşturur ve diş çürükleri başlar

Dr. Ahmet KİĞILI

Dr. Ahmet KİĞILI

Dişhekimi / Prostodonti ve Estetik Diş Hekimliği

1986 yılında başladığı Gazi Üniversitesi Diş hekimliği Fakültesinden 1992 yılında mezun oldu.
Profile Git
WhatsApp
Randevunu Planla
Confident